Bir gün Nasreddin Hoca ve arkadaşları iddiaya tutuşurlar. Eğer Hoca karanlık ve soğuk bir gecede, sabaha kadar köy meydanında bekleyebilirse arkadaşları ona güzel bir ziyafet çekeceklerini söylerler. Şayet bunu beceremezse, o arkadaşlarına ziyafet çekecektir. Karalaştırılan gün Hoca, meydanın ortasında sabaha kadar tir tir titreyerek bekler. Sonra yanına gelenlere der ki:
- Tamam. İddiayı kazandım.
- Ne oldu, ne yaptın?
- Bekledim sabaha kadar.
- Arkadaşları yine bir hinlik düşünür ve derler ki:
- Hayır. Sen uzaktaki bir mum ışığı ile ısınmışsın. İddiayı kaybettin! Ziyafetimizi hazırla. Hoca çaresiz kabul eder. Ziyafet vakti kocaman bir kazanın altına minicik bir mum koyar. Misafirler büyük kazanın altındaki küçücük mumu görünce;
- Hoca ne yapıyorsun, derler. Hoca kıs kıs gülerek cevap verir:
- Bu mum sıcağıyla size yemek pişireceğim arkadaşlar. Uzaktaki bir mum ışığıyla ben nasıl ısındıysam, sizin yemeğiniz de bu kazanda öyle pişicek!
ENGLISH
-"It's over. I've won."
-"But how? What did you do?"
-"I waited till morning."
Cunning as ever, his friends say:
-"No way. You were kept warm by the light of a distant candle. You lost the bet, now prepare our feast."
Hodja has no choice but to agree. When it is time for the feast he places a tiny candle under a huge cauldron. Upon seeing this, his guests protest:
-"Oh, heck! What are you doing, Hodja?"
Hodja chuckles and says:
-"I'm going to cook you meal over this candlelight, my dear friends. This meal will be cooked by the heat just lise I was kept warm by it."
Yorum Gönder